|
|
Dersim’in başına geleni anlatamadık dünyaya
Uzun yıllardır tanıdığım Ali Baran'ı tek cümle ile tanımlamam istenirse, 'O fazlası ile bir Don Kişot' derim. Ali Baran belki de aynen Don Kişot'taki gibi artık çok kimsenin önemsemediği adalet, erdem ve irademizin sesi olmuş, notaya dökülmüş hali.
Haberin Devamı(pdf)
|
|
Memleket denince aklıma annem ve Dersim gelir
Sanatçı Baran’ın 42. müzik yılı ve çıkardığı yeni albümü vesilesiyle söyleşmek değil de, dertleşmek üzere uzun zaman önce sözleşmiştik. Ama sonradan öğrendim ki Ali Baran bir sürü hakim, savcı ve avukatla da sözleşmiş. O dava senin, bu dava benim mahkeme kapılarının birinden çıkıp diğerinden giriyormuş.
Haberin Devamı(pdf)
|
|
Dersim’in dinmeyen sesi, sedası Mahmut Baran
Dersim müziği denilince akla gelen ilk
isimlerdendir Mahmut Baran... 53 yıllık
kısa süren yaşamına birçok beste, kılam
ve ağıt sığdırdı. Onun yaşamı, birçok Dersimlide
gibi, acı ve özlemlerle geçmiştir. Verdiği
eserlerin ana temasını da bu duygular üzerinden
kurmuştur. Bir dönemin canlı tanığı olarak
da yaşadıklarını kılamlarıyla günümüze aktaran
Mahmut Baran, unutulmaması gereken
önemli değerlerimizdendir.
Mahmut Baran, 1922’de Dersim’in Hozat-
Bargênî köyünde dünyaya geldi. Babası
Haberin Devamı(pdf)
|
|
Müzik halkçı köklerinden kopmamalı
ALİ ÇARMAN
Göç ve göçmenlik olgusu Almanya tarihinin ayrılmaz bir parçası. Yarım asrı aşkın bir zamandır yaşam kavgası verdiğimiz bu ülkede yaratılan bütün değerlerde biz göçmenlerin de azımsanmayacak katkı ve çabaları var. Zira, doğup büyüdükleri topraklardan genç yaşlarda kopup gelenler sadece umutlarıyla değil saz ve sözleriyle birlikte geldiler.
İşte bunlardan birisi, dengbej bir aile geleneğinden gelip büyük bir titizlik içinde çalışmalarını aralıksız sürdüren Dersimli Ali Baran’dır. Biz de, geçtiğimiz günlerde Ali Baran’nın evine konuk olduk. Evin eşiğinden adım atar atmaz otantik ve oryantalizm kokan Mezopotamya havasını teneffüs etmeye başlıyorsunuz.
Almanya’ya geliş serüveni ve sonrasında yaşanılanlar, Dersim tarihi, gelenekleri, 12 Eylül darbesi, güncel konular üzerine uzun uzadıya söyleştik. Halk deryasında demlenmiş imge yüklü sözler havada uçuştu durdu. Kâh hüzünlendik, kâh kırıla kırıla güldük.
Haberin Devamı YeniHayat
|
|
Bijareyen Baran: Dersim’in sessiz hafızası
Ali Baran'ın hayatı, müzik anlatısı, klamları ve müziğe dair yaklaşımı, babası ve ustası olarak gördüğü Mahmu
kitabı 'Bijareyen Baran' adlı kitapta toplandı. 'Bijareyen Baran', Dersim Araştırmaları Merkezi Yayınları tarafınd
03 Eylül Perşembe 2020 Saat: 07:08
Güncellenme: 27 Eylül Pazar 2020 Saat: 04:25
Engin Sustam
1970’lerden beri Dersim'de ve Kürt alanında önemli protest ve antifaşist müziğin hafızası olan Ali Baran'ın hayat
klamları (ya da bir çok stran, lawik, lawjê, dilok, beyit, qêsîde’leri) ve müziğe dair yaklaşımı, babası ve ustası olar
KİTAP
Bijareyen Baran: Dersim’in sessiz hafızası 9
Baran'a adadığı 'Bijareyen Baran' (Baran’ın En İyileri) adlı kitapta toplandı ve DAM (Dersim Araştırmaları Merkez
dilde çıktı (Kürtçe, İngilizce ve Türkçe). Kitap, sadece Ali Baran’ın eserlerini ele almıyor, notalarıyla işlediği eserl
hafızası, Kürdistan ağıtlarına yansıyan isyanın dili ele alınıyor.
Bütünüyle Kürt alanındaki müziğin politik okumasını hakkıyla veren Ali Baran, sürgüne çıkmadan önce hafızas
kendisine, babasına ya da diğer Kürt dengbêjlerine (ozanlarına) ait olan eserleri (Tehsin Taha gibi) Kurmancî ve
söyleyerek ve adeta kendi nefesini işleyerek yerel anlatının hafızasını ulusaşırı bir alana taşır. Dersim hafızası y
kelama işlenir Dersim'de müziğin rengi: Kurdî ve Alevî seslerin coğrafyası olan bu anlatı hem antikolonyal müzi
türküleridir hem de kaybolan bir dilin sesinin yansımaları. Kendi siyasal duruşunu da müziğe yediren nadir 70'l
aktörlerinden biridir Ali Baran. Peki kimdir Ali Baran? Belki de kendi ağzından onu, klamlarını ve sesini dinleme
Baran 1956'da (Türkiye – Dersim (Tunceli)) – Hozat’ta dünyaya geldi. Babası Mahmut Baran tanınan bir ozandı; d
saz, keman ve cümbüş çalar Kurmancî, Kirmanckî (Zazaca), Türkçe türküler söylerdi. Annesi genellikle ölenlere
Meme keman ve tembur çalıp söylerdi. Kısaca Ali Baran, ozan geleneği olan bir aileden geliyor. Baran'ın babası 1
Radyosu’na türküler okudu. Bu nedenle, Ali Baran elbetteki en çok babasından etkilendi. Folklorla, Kürt – Alevi m
içe olan bir evde büyüyen Baran, 6-7 yaşında iken davul çalar, ilkokulda ise okul bayramlarında öğretmen saz ça
tiyatro sahnelerler, düğünlerde ise Kürtçe kılamlar söyler. 12 yaşında ise sahnede kendisi tanbur (saz) çalmaya b
Elazığ'da okur, Elazığ Halkevi ile ilişki kurar, Elazığ Ortaokulu’nda ve lise döneminde tiyatro ve foklor çalışmalar
Haberin Devamı(pdf)
Haberin Devamı Gazeteduvar
Ali Baran'la röportaj
Ali Usta
Şivan'ın adı, Ali Baran'ın tadı var
Ozanlar diyarı Dersim'in pirler ocağından gelen Ali Baran'ı dinleyenlerin, başlığa hak vereceklerinden eminim.
Nuri Dersimi'nin deyimiyle; hiç bir zaman düşman ayağının değmediği Dersim'in Pertek ilçesinde bulunan Karabakır (Bargini) Köyü'nde yaşayan AĞU İÇEN OCAĞI (KARA DONLU CAN BABA) Pirleri sadece o bölgede değil Malatya (İzzettin Doğan), Adıyman, Sivas hatta Isparta taraflarına yayılmışlardır. Secerelerinde İmam Zeynel Abidin'in soyundan geldikleri yazılıdır.
Ali Baran'ın elinde bulunan secerede 'Em pire Kurmancanın' (Biz Kürtlerin Pirleriyiz) yazılı olması, herhalde İzzettin Doğan gibilerinin gözünden kaçmış olmalı!
Ali Baran Kürt dili ve sanatı üzerindeki yasak ve baskılardan en büyük payı alanlardan biridir. Bu nedenledir ki, Kürt müziğine bu kadar emek vermiş olmasına rağmen, özellikle yeni nesil Kürtler O'nu pek tanımaz.
Dersim'in ünlü ozanlarından Mahmut Baran'ın oğlu olması ona bu otantizmi ve tını kazandırmasında en büyük etken olmuş.
Haberin Devamı
Sorular: Necla Morsünbül
Sayın Ali Baran, okuyucularımıza son yapıtığınız
çalışmalar hakkında kısa bir bilgi verebilir misiniz?
- Bana sadece BARAN da diyebilirsiniz. Çünkü benim 8 albümüm Baran ismiyle piyasaya çıktı. Son yaptığım Albüm “Teberik” 2005 yılında çıkmıştı. Şimdi yeni bir albüm yaptım. 2009 “Newroz”unda çıkarmayı düşünüyorum.
Bu albümde özellikle ağırlıklı olarak slow parçalara yer verdik. Kılamlarımı, stranlarımı, meqam, lorik ve lawikları modern bir tarzda, sade birkaç enstrüman kullanarak söyledim. Bazı parçaları Batı enstrümanları da kullanarak ve Batı alt yapıları oluşturarak, üstüne otantik okuma şeklimi bozmadan okudum. 30 yıldır Avrupa’da yaşıyorum. Elbette ki buradaki kültürün de etkisiyle Batı enstrümanlarını, akustik gitar, bas gitar, violin gibi enstrümanları kulandık. Yani modern çağa az da olsa entegre olmaya ve o sentezi yakalamaya çalıştık. Bence en iyi albümüm olacak. Çünkü en duygulu ve sade okuduğum albüm, bu çalışmam oldu. 3 parça Zazaca, 2 parça Türkçe, 7 parça anadilimde Kurmanci okudum. Bizim evde hep üç dilden beyit, kılam ve lawik söylenirdi. Yani babam Mahmut Baran’dan öyle öğrendim ve ben o geleneği hala da yaşatmaya çalışıyorum.
Haberin Devamı
'Dersim'de
bir Derviş'
DERSİM’DE BİR DERVİŞ:
SEYİD OZAN MAHMUT BARAN
Dersim müziği denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Mahmut Baran’ı 53 yaşında kaybettik.
Ali BARAN
Kısa süren yaşamına birçok beste, kılam ve ağıt sığdıran Baran, kılamlarıyla, şarkılarıyla bu topraklardaki varlığını ve etkisini devam ettiriyor. Mahmut Baran’ın yaşamı birçok Dersimlide olduğu gibi acılar, sürgünler, gurbetler ve özlemlerle geçmiştir. Verdiği eserler irdelendiğinde yaşadığı bu duyguları bulmak mümkündür. Bir dönemin canlı tanığı olarak yaşadıklarını kılamlarıyla günümüze taşıyan Mahmut Baran, anlaşılması ve unutulmaması gereken önemli değerlerimizdendir.
Ali Baran’dan ‘Çel Awaz’
Ali
Baran: Çel Awaz albümüyle tarihimizde kaybolmaya yüz tutmuş terimleri
korumaya, yaşatmaya, halkımın dilinde canlı tutmaya çalışıyorum. ..
Sevgi, aşk, tutku, ülke bağlılığı, kardeş acısı,
ölüm, aile meclisi kararı ile ölüme mahkum edilen kızın babasına olan
feryadını eserlerinde işleyen sanatçı Baran’ın ‘Çel Awaz’ adlı yeni
albümü kısa bir süre önce müzik severleriyle buluştu. Ali Baran, MİR
Multimedia’dan çıkan yeni albümü ‘Çel Awaz’ ilişkin sorularımızı
yanıtladı.
Yeni albümünüz ‘Çel Awaz’ terim anlamı nedir ve niçin bu isime karar verdiniz?
‘Çel Awaz’ albümünde Kurmancî, Zazakî ve Türkçe dillerinde eserler
bulunmaktadır. Her üç dilin bu albümde yer almalarına önem ve değer
verdim. Her dilin kendisine göre bir güzelliği vardır. Ben bunu
yaşatmaya, yansıtmaya çalıştım. Albümün ismi de ‘Çel Awaz’ olarak
sonuçlandı. ‘Çel’ Kurmancîde ‘kırk” demektir. ‘Awaz’ ise hem melodi hem
de ses anlamına gelir. Bölgemizin kullandığı bu üç dil vardır. Ben bu
zenginliği albümüme katmaya çalıştım.
Eserlerde bir uyum göze çarpıyor. Eserlerin içeriğini, verdikleri mesajları biraz anlatabilir misiniz?
Eserleri bilinçli ve yakışır bir şekilde seçtik. Bir halının renk uyumu
gibi, içindeki renkler birbirlerine uyması gerekir. Aradan bir renk
sırıtır ise o halının güzelliğini bozar. Eserler de hayatımıza ve
sanatsal ruhumuza dokunan birer renklerdir. Eserleri seçerken o
bütünlüğü bozmamaya çalıştık. Eserlerin bir kısmı bana aittir. Bir
kısmı değerlemedir, üç eserde rahmetli Mahmut Baran’a aittir.
Eserlerimde birçok konu işleniyor; sevgi, aşk, tutku, ülke bağlılığı,
acı, ölüm, bir kardeşin kardeş ölümüne nasıl yandığını, bir babanın bir
erkeği sevdiği için kızına ölüm emri vererek abisinin eline nasıl
silahı verdiğini, o aile meclisi kararı ile ölüme mahkum edilen kızın
feryadı, gencecik kızların yaşlı insanlara verilmesi ve kızlarımızın
isyanları. Ülke sevdası uğruna ardından dağlara çıkan gençleri ve
benzeri, temelinde halk gerçekliklerimiz olan konuları işliyorum.
Dersimdeki
Azinliklar
Dersimli olanlar özellikle de yaslilar
bilirler ki bizde bir kac Türk köyleri vardir ki yeni isimlerini bilmem
ama eski isimleriyle Hozat ve Pertek te ve o bölgede ,Sagman, inciga,
asagida Cemisgezeke dogru ise Celedor ,Sinsor ..v.s
yillardir bu köyler
bu bölgeye yerlestirilmis bu azinliklarimiza hic bir zamanda
dersimliler saldirmamis malina mülküne bir zaval gelmemis hem baski ve
cebir de yok, olsaydi bir kayda gecerdi bir Maras, bir Sivas katliami
gibi tarihe gecerdi ve bizimde yüzümüz kizarirdi iyiki olmamis iste
Alevi - KirmancToplumunun Asalati burda kendini gösteriyor ve bu
komsular iki- üc Asirdir bir cümle Kirmancki veya Kurmanci konusamazlar
ve cevap veremezler, bize hep Kivra.... diye hitap ederlerdi Sagmanlar
köylerimize Tut , Bekmez, Üzüm, v.s getirip satarlardi bizlerde elimiz
avucumuzdakini bunlara verip alirdik, Bir Halka – bir Topluma ayit bir
insan, diger bir Halkin dilini ya Ticaret alis verisi oludugu yerde
ister istemez,( ticaret dili oldugu icin) mecburen ögrenir yada
zorlanirsa baski ve cerble ögrenir, aynen bizdeki gibi.
Ali Baran ile
Söyleşi "Celal Atmaca"
KEKE Baran sizi cogumuz taniyoruz
tanimayanlarimizda vardir muhakak site ziyaretcilerimize kendinizi
tanitirmisiniz?
Kisaca
anlatirsam Dersimliyim,1956 da dogdum 1978 de Ülkeyi terketmek zorunda
kaldim almanyaya geldim, Karlsruhe de ki Universite de Kimya bölümünün
daha basinda iken 1982 de ki Askerlerin Perlamentoyu fes etmesi ve o
karanlik dönemin baslamasiyla bizim ögrencilik döneminde ki
Diyarbakirda verdigim konserde Kürtce türkü söylememi Mahkemelerimin
tekrar ele almasiyla v.s..v.s bahnelerle Söyledigim Kürtce kilamlarim
(sarkilarin) irkcilik denildi ,türkiyeyi bölmek denildi ve T.C
vatandasligindan M.Demirag, Sanar yurdatapan gibi ilk cikarilan 13
kisiden biride benim,
Keke Baran sanat yasaminizda simdiye kadar
kac albüm yaptiniz ve bu albümleriniz hakkinda bizleri
bilgilendirirmisiniz ?
Halktan alinan
halka verilmeli
Aileden gelen geleneksel degerleri yeni
nesillere aktarmanin görev oldugunu belirten sanatçi, "önemli olan
halktan alinanin yeniden temiz bir biçimde halka verilmesidir"diyor.
Evet,
bazen düşündükçe kafamı duvara vurmak istiyorum. Be kardeşim diyorum
kendime, neden biz hudutlarımızın ötesinde hatta kıtalar ötesi
yazarları, önderleri, teorilerini ezberledik iyi hoş ama neden yanı
başımızda ki, bir Dersimli Dr.Nuri’yi, Seyid Rıza’yı ya da Teyip Ali’yi
göremedik, tanımadık ve anlıyamadık? ya da şöyle diyeyim: Çin Seddini,
Moskova’nın Kızıl Meydanı’’nı, Berlini, Parisi... merak edip durduk da,
yanı başımızdaki bir Harputu, Pertek’i, Kamag’ı ya da Diyarbekiri,
Urfayı, Mardin’i tanımayı oradaki ev yapma tekniğine inceleyipte
öğrenmeye çalışmadık?
Dersim’in kutsallığından günümüze ‘Teberik’
FERİD DEMİREL İSTANBUL (DİHA)
Dersim’in kültürel dokusunu müziğine yansıtarak Kürt müziğine özgün bir renk katan sanatçı Ali Baran 9. albümü ‘Teberik’i Baran Production olarak,Aydın Müzik etiketiyle yayınladı.
Haberin Devamı
Kültür Hazineleri nasıl göç edip gidiyor !
Sanatçı- Ali Baran
Evet, bazen düşündükçe kafamı duvara vurmak istiyorum. Be kardeşim diyorum kendime, neden biz hudutlarımızın ötesinde hatta kıtalar ötesi yazarları, önderleri, teorilerini ezberledik iyi hoş ama neden yanı başımızda ki, bir Dersimli Dr.Nuri’yi, Seyid Rıza’yı ya da Teyip Ali’yi göremedik, tanımadık ve anlıyamadık? ya da şöyle diyeyim: Çin Seddini, Moskova’nın Kızıl Meydanı’’nı, Berlini, Parisi... merak edip durduk da, yanı başımızdaki bir Harputu, Pertek’i, Kamag’ı ya da Diyarbekiri, Urfayı, Mardin’i tanımayı oradaki ev yapma tekniğine inceleyipte öğrenmeye çalışmadık?
Haberin Devamı
Ali
Baran'dan 'Evîna me'
AHMET NAZLIKUL
Kurt sanatci Ali Baran'in
yeni kaseti ve CD'si 'Evîna Me' adiyla cikti. 'Evîna Me',
Kurmanci ve Dimilkî (Zazakî)
lehcelerinde seslendirdigi 11 parcadan oluºuyor.
Kürt Müzisyenlerin Talepleri !
Türkiye'de devletin Kürt kimliğine ilişkin her şeye bir asayiş sorunu olarak yaklaşan tutumu maalesef giderek toplumsal bir yaygınlık kazanmakta, bu tutumun olumsuz sonuçlarına Kürt Müziği ve müzisyenleri de maruz kalmaktadır.Devletin uygulamalarıyla sınırlı kalmayan ve bizce asıl teklikeyi barındıran bu toplumsal yaygınlık; basının, medyanın, sivil toplumun konuya yaklaşımında ve günlük hayatta her geçen gün sayıları artan saldırganca girişimlerde somutluk kazanıyor.
Örneğin, geçtiğimiz günlerde Kürtçe kursların çeşitli nedenlerle kapanmak zorunda kalışı ile ilgili olarak Türk medyasında yapılan değerlendirmelerde, Kürt müziğinin durumu oldukça manipülatif bir bakış açısıyla ele alındı ve kimi köşe yazarları kursların kapanması ile Kürt müziğinin durumu arasında paralellik kurdular. Bu yazarlara göre, kurslardan korkulacak bir şey yoktu. Nasıl ki önceki yıllarda Kürt Müziğine duyulan yoğun ilgi Kürtçenin serbest bırakılışının ardından yerini bir ilgisizliğe bırakmıştı ve buna kanıt olarak albüm satışları gösterilebilirdi aynı şekilde bu kursların da ilgisizlik nedeniyle kapanması normaldi. Hem kurslar hem de Kürt müziği ile ilgili alaycı tavrını gizlemeyen bu bakışın çarpıttığı gerçek şudur: Türkiye'de Kürtçe müzik yapanlar diğer dillerde müzik yapanlarla bugün de dün olduğu gibi eşit koşullarda mesleklerini icra edememektedirler.
Haberin Devamı
|
|
|